Afet nedeniyle sıkıntılı geçen günlerden geçerken televizyonda, gazetelerde ve sosyal medyada; Çeşitli akademisyen, siyasetçi, gazeteci ve hukukçuların özellikle dikkat çektiği bir diğer konu da “Deprem Yönetmeliği” veya yeni adıyla “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği”.
Bu yönetmelik, “imar affı” olarak da adlandırılan “imar affı” gibi beklentiler ya da uygulamadaki denetim zafiyeti ve yasal düzenlemelerin yetersizliği nedeniyle inşaat sektöründe göz ardı edilmiş ve edilmekte olan bir düzenlemedir. mevzuata uyulmadığı takdirde yaptırımlar uygulanmaktadır. Van, Elazığ ve İzmir’de yaşadığımız deprem gibi bir depreme karşı devletin pozitif yükümlülüğü olan ve Hatay, Kilis, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır illerini etkilediğinde doğru anladığımız bu alanda , Osmaniye, Adana, Şanlıurfa, Adıyaman bu aralar. gibi isimlerle enkazı derinleştiren düzenlemeler ortadan kaldırılarak daha önemli hayata geçirilmelidir.
Hukukun herhangi bir alanında affın gerekliliğini görüyorsak ya uygulamada bir sorun vardır ya da hukuk devleti ilkesi tezahür ettirilemez.
Ceza affı, vergi affı, imar affı ve diğer af düzenlemeleri, hukuki yaptırımların kamuoyundaki ve uygulamada ağırlığını azaltmakla birlikte, toplumun “saygısını” ve “istikrarını” zedeleyerek hukuka ve adalet sistemine olan inancı baltalamaktadır. konu ile ilgili oluşturulmuş yönetmelik ve yapılacak düzenlemeler. . Bu düzenlemede sözün konusu olan zayıflığın sebeplerinden biri de “imar barışı” adı altında başlatılan “imar affı” ya da “devlet”in belli bir miktar “para” karşılığında başlattığı “imar affı”dır. kaçak veya mevzuata uygun yapılmamış” yapı kayıt belgesi verilerek affolunmasıdır.
Son günlerde sosyal medyada gündem olan bir görüntü ortalıkta dolaşıyor. Videoda Hollandalı bir stand-up sanatçısı ya da eğlence programı sunucusu, Türkiye’de televizyonda “kamu spotu” olarak yayınlanan “yeniden inşa barışı” reklamını 2012 yılında göstererek aşağıdaki örnekle reklam ve düzenlemeyle dalga geçiyor. yakın geçmiş: “Aracınızın freni mi bozuldu? Başbakan’a 100 Euro verin ve… Evet, şimdi yine gidebilirsiniz!” Bu örnek, deprem yönetmeliğine aykırı davranmanın “trajikomik” olarak algılandığını gösteriyor. Şu anda yönünü tartıştığımız “imar barışı” sorunu jeolojiye, jeofizik ve sismolojiye (deprem bilimi) alışık olmadığı için binlerce cana mal olabiliyor.
Peki, sıkça bahsettiğimiz bu sarsıntı yönetmeliği neyi düzenliyor?
Türkiye’deki fay hatlarını ve deprem bölgelerini gösteren harita dikkate alınarak belirlenen tehlikeli bölgelerde yapı tipindeki binaların nasıl yapılacağına dair çeşitli hesap orijinallerini, temel yapı ve şartlarını ve yapım kurallarını içeren bir yönetmeliktir.
Yönetmelik metni çok kısa olup, temel içeriği Yönetmelik ekinde verilmiştir. Esasen ayrıntılı bir ek metin niteliğinde olan yönetmeliğin gövde metni şu şekildedir:
TÜRKİYE YAPI DEPREM YÖNETMELİĞİ
Kurum : Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
Kabul Tarihi: 18.03.2018
RGT: 18.03.2018
RG NO: 30364 (Tekrarlanan)
Amaç ve Kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek tüm resmi ve özel binalar ile bina tipi yapıların tamamının veya bir kısmının tasarımı ve üretimi ile mevcut binaların performansının değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi için gerekli kuralları ve asgari şartları belirlemektir. titreşim etkisi altında.
Dinlenmek
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Hayata Yönelik Afetler Nedeniyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlar ve Afetlerin Teşkilat ve İdaresi Hakkında Kanunun 3 üncü bendine tabidir. 29/5/2009 tarihli ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığı. Görevler Kanununun 12 ve 17 nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
Uygulanacak ilkeler
MADDE 3 – (1) Sarsıntı etkisindeki binaların tasarımında bu Yönetmelik ekindeki asılları uygulanır.
Yürürlükten kaldırılan düzenleme
MADDE 4 – (1) 6/3/2007 tarihli ve 26454 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sarsıntı Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
Güç
MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer.
Yönetici
MADDE 6 – (1) Bu Yönetmelik kararlarını Afet ve Acil Durum İdaresinin bağlı olduğu Bakan yürütür.
Yönetmelik ekini Resmi Gazete’den indirebilirsiniz.
Yönetmelikte sık değişiklikler
Diğer bir sorun ise bu yönetmeliğin çok sık değişmesidir. Ülkemizde 1947, 1953, 1961, 1968, 1975, 1998 ve 2007 yıllarında 7 sefer düzenlenmiştir. Bugün geçerli olan Sarsıntı Yönetmeliği sekizinci olup 18 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 1 Ocak 2019’da yürürlüğe girdi.
bir mevzuat; Tabi ki değişen olaya, duruma ve kurallara göre değişecektir. Deprem yönetmeliğinin değişmesinde teknolojik gelişmeler ve depreme karşı yapılacak binalara yönelik gereksinimlerin değişmesi ve dikey yapılaşmanın artması etkili olmuştur. Ancak tüm bunlara rağmen sık sık yaşanan değişimler bize göstermektedir ki, deprem kuşağında bulunan ülkemiz, depreme karşı alınması gereken önlemler ve bina yapımına ilişkin yönetmeliklerinde henüz belli bir olgunluğa ulaşmamıştır.
Deprem yönetmeliğinde her somut olay dikkate alınmaya çalışılarak teknik detayların 416 sayfa olarak düzenlendiğini söylemek mümkündür. Asıl sorun, deprem yönetmeliğinin içeriğinin yeterliliğinden daha fazla uygulanmamasıdır. Bu düzenleme, pratikte tam anlamıyla hayata geçirilebilirse, depremde can ve mal kaybını azaltacaktır. Yıkılan binalar yapıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuata uygun olarak inşa edilmiş olsa da, yıkılan binalar o dönemde yürürlükte olan mevzuatta eksiklikler ve yanlışlıklar olduğunu anlatabilecektir. Ancak TÜİK verilerine göre Elbistan ve Pazarcık merkezli deprem bölgesindeki binaların büyük çoğunluğu 2000 yılından sonra yapılmış olup, bölgedeki 1 yıllık binaların bile yıkıldığını üzülerek görmekteyiz.
Deprem yönetmeliği dışındaki imar mevzuatı
Bu formda Deprem Yönetmeliği’nin değerine değindikten sonra imar mevzuatından bahsetmek yerinde olacaktır. Ana mevzuatı 3194 sayılı İmar Kanunu, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği ve İstanbul, Ankara, Gaziantep, Hatay, İzmit, Antalya gibi illere münhasıran çıkarılan imar yönetmelikleri oluşturmaktadır. Binalar bu imar mevzuatının tamamına uygun olarak inşa edilmelidir. Mevzuata uygun yapılmayan binalara ruhsat verilmez, bina mühürlenir ve yıkım kararı ile bina sahibi idari para cezası ile karşı karşıya kalır.
“İmar barışı” veya “imar affı”; 3194 Sayılı Kanun’un süreksiz 16. maddesinde 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış binalar için “Yapı Kayıt Belgesi” öngörülmekte ve bu unsura göre verilmektedir; Bina için daha önce alınan yıkım kararları ile bina için alınan idari para cezalarının tahsili sorun teşkil etmektedir. “Yapı Kayıt Belgesi”, binanın yenilenmesine veya “kentsel dönüşüm” uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen binaların yenilenmesi durumunda bina yürürlükteki imar mevzuatına göre yeniden yapılacak. Binanın titreşime karşı dayanıklılığı konusunun malikin sorumluluğunda olduğu açıkça düzenlenmiştir.
Kısaca; İmar barışında bedel ödenerek yapı kullanım belgesi alınır ve bina yenilenene kadar bu belge ile bina kullanılabilir ancak binanın kullanım süresi için bir üst sınır belirlenmediğinden mümkün değildir. imar affının amaçlarından biri olan yapıyı kayıt altına almak ve yenilenmesini sağlamak. Yapı kayıt belgesini alan malik, son dönemde yaşanan afetlerde binayı kullanmaya ve binada yaşayanları tehlikeye atmaya devam ediyor.
Not: Depremzedelerin nasıl haklara sahip oldukları ve neler yapabilecekleri konusunda araştırma yaptıklarını görüyoruz. Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanan “Deprem Mağdurları İçin Hukuk Rehberi” kitapçığı da araştırmanızda size yardımcı olacaktır.
Okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
instagram
bağlantılı
Facebook
haberesenler.com.tr